ANA SAYFA             SURELER    KONULAR

 

KASAS

20

/

22

 

 

20. Derken, şehrin uzak tarafından bir adam seyirterek geldi. Dedi ki: "Ey Musa, ileri gelenler seni öldürmek için hakkında danışıyorlar. Çık, git. Muhakkak ben sana öğüt verenlerdenim."

21. Bunun üzerine korku ile etrafı gözeterek o şehirden çıkıp: "Rabbim, beni zalimler topluluğundan kurtar" dedi.

22. Medyen'e doğru yönelince: "Umarım Rabbim beni doğru yola iletir" dedi.

 

"Derken şehrin uzak tarafından bir adam seyirterek geldi" buyruğu ile ilgili olarak tefsir alimlerinin çoğunluğu şöyle demişlerdir: Bu kişi Firavun hanedanından iman eden şahıs olan Hazkiyel b. Sabura'dır. Firavun'un amcasının oğlu idi. Bunu es-Sa'lebi zikretmiştir.

Bu kişinin adının Talut olduğu da söylenmiştir. Bunu da es-Süheyli zikretmektedir.

el-Mehdevi, Katade'den naklen adının Şem'un olup Firavun hanedanından iman eden kişi olduğunu nakletmektedir, Şem'an adında olduğu da söylenmiştir. Darakutni dedi ki: Şem'an diye Firavun hanedanından iman eden kişiden başkasının adı bilinmemektedir. 

 

Rivayete göre Firavun, Musa'nın öldürülmesini emredince bu adam elini çabuk tutarak haberi Müsa'ya ulaştırmış ve: "Dedi ki: Ey Musa ileri gelenler seni öldürmek için hakkında danışıyorlar." Dün öldürmüş olduğun Kıpti'ye karşılık olarak, seni öldürmeyi görüşüyorlar, demişti.

 

"Danışıyorlar"ın biri diğerine emrediyor anlamında olduğu da söylenmiştir. el-Ezheri dedi ki: "Biri diğerine emretti" demektir. Bunun benzeri Yüce Allah'ın: "Aranızda maruf ile danışın (el-Ezheri'nin açıklamasına göre: Birbirinize marufu emredin)" (Talak, 6) buyruğudur.

 

en-Nemir b. Tevleb de şöyle demektedir: "Ben insanların yeni bir huy icad ettiklerini görüyorum, Ve elbetteki herbir hadisede danışılır (ya da: kimi kimine emir verir)"

 

"Çık, git. Muhakkak ben sana öğüt verenlerdenim. Bunun üzerine korku ile etrafı gözeterek" takip edilip edilmediğine bakarak "o şehirden çıkıp: Rabbim beni zalimler topluluğundan kurtar, dedi."

 

Denildi ki: Cebbar (zorba) dilediği şekilde haksızca döven ve öldüren, akıbetlere bakmayan ve gelecek bir zarar ya da tehlikeyi en güzel yol hangisi ise onunla savmayan kimse demektir. Yüce Allah'ın emrine karşı alçak gönüllülük göstermeyip büyüklenen kimse olduğu da söylenmiştir.

 

"Medyen'e doğru yönelince: Umarım Rabbim beni doğru yola iletir, dedi." Musa (a.s.) tek başına korku ile kendisini kurtarmak maksadıyla çıkıp gittiğinde beraberinde ne azık, ne binek, ne ayakkabı hiçbir şey bulunmaksızın Medyen'e doğru yola koyuldu. Buna sebeb ise kendisi ile onlar arasındaki neseb bağı idi.

 

Çünkü Medyenliler İbrahim (a.s)'ın soyundan geliyorlardı. Musa (a.s) da İbrahim'in oğlu İshak'ın oğlu Ya'kub'un soyundan idi. O kendi halini, yolu bilemediğini, azıksız olduğunu ve başka hiçbir şeyinin bulunmadığını görünce işini Yüce Allah'a şu sözleriyle havale etmişti: "Umarım Rabbim beni doğru yola iletir." İşte çaresiz kalanın hali budur.

 

Derim ki: Rivayet olunduğuna göre o ağaç yapraklarını yiyerek besleniyordu. Ayaklarının tabanı düşmeden önce de oraya varamadı. Ebu Malik dedi ki: Firavun onu takib edip yakalamak üzere takipçiler göndermiş ve onlara şu talimatı vermişti: Siz onu yol ayırımlarında arayınız, çünkü Musa yolu bilmemektedir. Bir melek beraberinde bir harbe ile birlikte ata binmiş olarak onun yanına geldi. Musa'ya: Beni takib et, dedi. Musa onu takib etti ve onu yola iletti.

 

Denildiğine göre melek Musa'ya elindeki harbeyi de verdi. O da Musa'nın asası olmuştu. Rivayet olunduğuna göre o asasını koyun otlatmak maksadıyla Medyen'den almıştı. Daha çok kişinin yaptığı ve daha sahih olan rivayet budur.

 

Mukatil ve es-Süddi dedi ki: Yüce Allah ona Cebrail'i gönderdi. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

 

Medyen ile Mısır arasında da sekiz günlük bir mesafe vardır. Bunu İbn Cübeyr ve sair insanlar söylemişlerdir. Medyen o sırada Firavun'un mülkünde değildi.

 

SONRAKİ SAYFA İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNK’E TIKLAYIN

 

Kasas 23-28

 

 

 

ANA SAYFA             SURELER    KONULAR